Kara Blok Üzerine 10 Nokta

Posted: March 22nd, 2020 | Author: | Filed under: Anarşi, Çeviri | Tags: , | Comments Off on Kara Blok Üzerine 10 Nokta

“Devletin bir pencere olmadığı doğru ancak diğer yandan devlet yalnızca soyut bir kavram da değil. Pencereleri kırmak devrimci bir eylem değildir ve bağlamından çıkartıldığında ve pencereleri kıranların maksatlarını ve stratejisini görmezden gelen bir soyutlama olarak sunulduğunda diğer hiçbir eylem de devrimci değildir. Devlet, sermaye veya sömürgeciliğe soyutlamaymışcasına saldırılamaz. Onlara sadece maddi formları, sosyal ilişkileri ve kurumları üzerinden zarar verilebilir. Baskının tüm formlarına ve maddi bileşenlerine bir kerede saldırmak mümkün değildir , bu nedenle bütünün parçalarına, farklı zamanlarda ve yerlerde saldırılmalıdır.”

– Oshipeya, Kendi başına hiçbir eylem yeterli değil, kara blok veya başka bir şey

KARA BLOK ÜZERİNE 10 NOKTA

13 Şubat’ta gerçekleşen Kalp Krizi yürüyüşü, 2010 Kış Olimpiyat Oyunları’na karşı Vancouver Sokaklarında isyan çıkartarak kapitalizmin atardamarlarını başarıyla tıkadı.

Hemen sonrasında, sözde sosyal müttefikler taktikleri kınadılar ve kendilerini bu hareketin daha radikal unsurlarından uzaklaştırmaya çalıştılar.

Olimpiyat Direniş Ağı’nın dile getirdiği birlik ifadesinin kesin bir ihlaline karşı, bir araya geliş örgütlenmesinde çok az ya da hiç parçası olmayan sosyal liberaller beklendiği üzere , polisin şiddetini değil, protestocuları kınadılar.

Ayrıca kara blok taktiğinin etkililiğini de sorguladılar. Bir sonra ki paragrafta, Harsha Walia’nın (“Vancouver’da hiç kimse illegal değil” hareketinden) taktiklerin çeşitliliği konusunda, Derek O’ Keefe ile yaptığı tartışmada söylediklerinin bir transkripsiyonu var.

“Size Kara Blok’un, polisin isyan sırasında hareket etmeye kalkışanları teşhis ve izole etmesini önlemeye yarayan taktiksel bir biçim olduğunu söyleyebilirim. Size kara giyinmenin ne demek olduğunu söyleyebilirim. Hepimiz yoldaşız, hepimiz dayanışma içindeyiz, hepimiz benzeriz ve bu eşitlik bizi hak etmediğimiz bir hatayı kabul etme sorumluluğundan kurtarıyor: kapitalist bir ülkede yoksul olmak, Nazizmin babayurdunda Anti-faşist olmak, baskıcı bir ülkede özgürlükçü olmak hataları. Bunun anlamı şudur: hiç kimse bu nedenlerle cezalandırılmayı hak etmiyor ve bize saldırdığınızdan beri sokakta yürürken kendimizi şiddete karşı korumak zorundayız. Çünkü genel algıda savaş, kapitalizm, iş düzenlemeleri, hapishaneler, psikiyatri hastaneleri, bunlar şiddet içermiyor ancak her nasılsa eşcinselliği özgürce yaşamak isteyen, aile kurmayı reddeden, kolektif yaşamı ve mülkiyetin kaldırılmasını isteyen herkesi şiddet yanlısı olarak görüyorsunuz. ”

– Claire Fontaine, Bu Kara Blok Değil

Teşekkürler millet. Benim adım Harsha. İtiraf etmeliyim ki, bu tartışmaların bir hafta süreceğini zaten tahmin ediyordum, nihayet bu sabah yığılmış tüm mesajları ve e-postaları okuyabildim ve olabildiğince düşüncelerimi toplamaya çalıştım. Dürüst olduğum için gerçekten hüsrana uğramış durumdayım ve çok kızgınım. Taktik çeşitliliklerle ilgili ezoterik genellemelere girmeyeceğim çünkü başlangıç ​​noktasının sorunlu olduğunu düşünüyorum ve nedenini açıklayacağım. Cumartesi günü olanlar ve bunun için yapılan organizasyonun neye benzediği hakkında mümkün olduğunca kesin olmaya çalışacağım.

İlk önce kendimin bu diyalogdaki yerini belirtmek istiyorum. Şahsen kara blok taktikleriyle angaje değilim , ancak uzun zamandır bir topluluk organizatörü ve renkli (beyaz olmayan) bir kadın olarak, taktiklerin çeşitliliğini tam olarak desteklemekte ve bu süre zarfında polis baskısıyla karşı karşıya kalanlarla dayanışma içinde olmaktayım.

13 Şubat’ta, ağırlıklı olarak renkli insanlardan oluşan “Hiç Kimse Yasadışı Değil” (No One Is Illegal) isimli kolektifin diğer üyeleriyle birlikte Kalp Krizi gösterisinde yürüdüm. Kara blok taktiklerine katılanların kişisel motivasyonları ve niyetleri için konuşamıyor olsam da, bu taktikler ile olan mesafemin bu tartışmada bir şekilde faydalı olduğunu düşünüyorum, çünkü sadece kara blok eylemlerine katılanların kara blok taktiklerini desteklediklerine dair bir fikir var. Buradaki varlığımın karşı çıkacağını umduğum şey, yoldaşlarımızı marjinalize etme ve tecrit etme girişimleridir.

Kara blok taktiğine getirilen eleştirilerden birisi, ağırlıklı olarak beyaz erkekler tarafından üstlenildiği ve bu nedenle doğal olarak renkli ve özellikle yerli kadınlar üstünde baskın olduğu. Güvencesiz yasal statü ve sağlık dahil sayısız güvencesiz sistemli engelden muzdarip renkli bir kadın olarak diyebilirim ki – yalnızca kendi adıma – kara blok taktiği başlı başına bana baskı yapmıyor ya da protestoda beni daha savunmasız kılmıyor. Öyleyse, diğer beyaz adamlar benim adıma böyle bir beyanda bulunmadılarsa , onlara müteşekkirim.

Söylendiği gibi, kara blok üzerine on önemli noktaya hızlıca değinmek istiyorum.

1. TAKTİK

Her şeyden önce, kara blok bir taktiktir. Tıpkı yalnızca kendi içinde değerlendirilemeyecek diğer taktikler gibi, ancak daha geniş bir hareketin yelpazesinin bir parçası olarak ve hepimizin içinde bulunduğu taktik yelpazenin bir parçası olarak değerlendirilebilir. Kara blok, hem savunma hem de saldırı olmak üzere çeşitli faydalara sahiptir. Bence kara blok üzerine sıklıkla gözden kaçırılan nokta defansif stratejileri. İnsanların bildiği gibi, Avrupa’da 70’li ve 80’li yıllardaki birçok kara blok etkinliği yoldaşların tutuklanmaması da dahil olmak üzere gerçekten önemli eylemler içeriyor. Hiçbir yoldaşın geride bırakılmaması, insanları polis hatlarında bırakmama, kaçmamak ve çok cesur olmak gibi çok basit bir prensibi içeriyor.

Kara bloğun en büyük faydalarından birinin, modern sivil itaatsizliğin ağır ritüelleşmiş doğasını gerçekten bozduğunu söyleyen Barbara Ehrenreich’i alıntılamak istiyorum. Taktiklerden bahsettiğimiz zaman, diğer birçok taktik arasında kara blok taktiklerini seçebilmeliyiz . Dolayısıyla, diğer taktiklerin daha etkili olabileceği veya olamayacağı gerçeği, kara blok taktiğini kendi başına daha az etkili kılmaz. Ben bunun önemli olduğunu düşünüyorum çünkü her şey cam kırmanın etkili olup olmamasına indirgenmiş durumda. Bunun başlangıç ​​noktası olarak sorunlu olduğunu düşünüyorum, çünkü bu hareket pencere kırmaktan öte ve aynı zamanda pencere kırmak ile de ilgili.

2. ŞİDDET

Kara blok ile ilgili değinmek istediğim bir sonraki nokta – ve bu konuda fazla zaman harcamayacağım çünkü burada tartışmaya çok fazla gerek olduğunu düşünmüyorum – kara bloğun şiddetli taktiklerle ilişkisi. Gerçekten vermek istediğim tek cevap, yanlış tarafa şiddet hakkındaki soruyu sormamız. Şiddet hakkında konuşacaksak, şirket sponsorları, devlet, ordu ve günlük olarak insanlara şiddet uygulayan polis hakkında konuşmamız gerekir. 13 Şubat taktikleri içinde ne tek bir birey ne de tek bir hayvan zarar görmedi. Zarar gören cansız pencerelerdir. Öyleyse, şiddete dair ana akım medya söylemini sürdürmeye başlamadan ve düşmanımızın söylemini beslemeye başlamadan önce neyden bahsettiğimizi açıkça belirtelim.

3. MASKELER

İnsanların yüzlerini maskelendiklerinde veya kapadıklarında anonim olmaları benzersiz değildir. Bildiğimiz gibi,tüm dünyada insanlar maskeler takarlar ve muhtemelen en çok romantize edilenler Zapatistalardır. Küresel mücadelelerle dayanışma sağlayabileceksek, Chiapas veya Filistin’de maske takma nedenlerinin sokaklarımızdaki kara blokta olduğu gibi aynı olduğunu anlamalıyız. Özellikle insanların Vancouver Entegre Güvenlik Birimi tarafından ziyaret edildiği Olimpiyatlar bağlamında devlet gözetimi, insanların kendilerini korumaları gerektiği anlamına gelir. Bana göre, kara blok anonim değil. Bu bir taktik ve kara bloğun üyeleri benim tarafımdan biliniyor. İnsanlar çadır köyüne gelmek isterse, muhtemelen çoğuyla tanışacaktır.

4. POLİS PROVOKATÖRLERİ

Anonimlikle ilgili olarak, bloğun provokatörlere karşı daha duyarlı olduğu fikri var. Tüm hareket polis provokatörlerine karşı hassastır. 12 Şubat’ta çıkarılmış olan asıl polis provokasyonlarında, kara blok değil gazeteci olarak poz veriyorlardı. Bunun çok açık bir örneği, polis provokatörlerinin kendilerini kara blok gibi sundukları Montebello’da olan ve ilk önce kara blok tarafından dışarıya çıkarıldıkları olaydır.

5. TOPLULUK ORGANİZATÖRLERİ İSYANCILARA KARŞI

Topluluğun günlük örgütlenmesi ve isyancı eylemler arasında yaratılan talihsiz bir ikililik var. Eleştirmenler, anarşistler tarafından hareket inşasına örgütsel bağlılık eksikliği olduğu konusunda yanlış incelemeler yaptılar. Ben kendisini anarşist olarak tanımlayan biriyim. Olimpiyat Çadır Köyü bu tartışma bağlamında bir çok yere savruldu. İnsanların bildiği gibi, çadır köyü şu anda Vancouver Olimpiyat Düzenleme Kurulu tarafından kiralanan Concord Pacific’teki 52 West Hastings’de gerçekleşiyor. Anarşistler, çadır köyüne katkıda bulunmak için sayısız saat – yani günde 16 saat- emek verdiler. Bu, güvenliğe yönelik mezarlık vardiyalarını (ve bu, bazılarına sürpriz olabilir, ancak bu, hepimizin tamamen yapabileceği kolluk kuvvetleri ile gerilimin düşürülmesini de içerir),inşaat, yemek yapımı ve Downtown Eastside sakinleri ve yaşlıları önderliğinde sitenin temizliğini içeriyordu. Günde 20 saat boyunca bu sitede bulunan bir kişi olarak, bunun ne yazık ki, hareket kurma hakkındaki tartışmalarda çadır şehir gibi topluluk temelli doğrudan eylemleri stratejik olarak kullananlar için de geçerli olduğu söylenemez diyebilirim. Downtown Eastside çadır köyünü destekleyen herkese teşekkür etmek istiyorum.

6. ETKİLİLİK

Esas meselem ve bu konuya halihazırda değişmiştim, bütün taktiklerin aynı başlangıç noktası üzerinden değerlendirilmesi gerektiğidir.

Bu benim için argümanın düğüm noktası. Bu Kara blok taktiklerinin özel bağlamlarda eleştiriden muaf olduğu anlamına gelmiyor. İnsanların ayın 13’ü ile ilgili eleştirileri varsa, o zaman özel eleştirilerden bahsedelim, ama gördüğümüz tek şey mülkiyetin tahribatının genel bir kınaması. Bana kalırsa her taktik eleştiriye açıktır. Bu, sorumlu oldukları günlük şiddete rağmen politikacıların sunduğu konuşmalar için serbest kürsülerde kitlelerin bir araya getirilmesini de içeriyor. Yılda bir kez yapılan sembolik mitinglerin eşit derecede etkisiz olduğu gerçeğinden bahsedebiliriz. Etkisizlik hakkında konuşacaksak, her taktik için aynı başlangıç ​​noktasına sahip olmalıyız. Bu tartışma için müteşekkirim, ancak bir dahaki sefere politikacılara hitap eden sembolik bir miting olduğunda da bunun etkisizliği hakkında konuşalım.

Kara blok bir hareketin parçası olan bir strateji ve herhalükarda romantize edilemez veya genellenemez. Taktikler etkili olabileceği gibi etkisiz de olabilir ama bu tabiatları gereği değildir. Pencereleri kıran kara blok taktiği basitçe semboliktir ve bir şey kazandırsa da kazandırmasa da, yine de, protestolarımızın çoğu genellikle semboliktir. Diğer herhangi bir kitle hareketi gibi, onları uzun vadeli bir kampanyanın bir parçası olarak ölçmeliyiz. Dolayısıyla, kara blok taktiği hakkında konuşacaksak, Olimpiyat karşıtı hareketin bir parçası olarak konuşmalıyız. Benim düşünceme göre, bu şeyleri ayıramazsınız ve bildiğim kadarıyla, bütün parçalarını içerecek şekilde bir bütün olarak Olimpiyat karşıtı hareket çok başarılı oldu.

Kara bloğu taktik açısından diğer gruplardan ayırırsak, çeşitli nedenlerden ötürü diğerlerinden daha etkili olduğunu savunabilirim. İlk olarak aslında kara bloğun kitleleri marjinalleştirdiği fikrine karşı olarak onun kitle hareketlerini yaratmaya yardımcı olduğunu ve bunun birkaç şekilde olduğunu düşünüyorum. Kitle hareketlerinin sembolik protestolarındaki monokültürüne angaje olmayan bir çok insan doğrudan eylemi çok güçlendirici buluyor. Bu perspektiften bakıldığında, kara blok büyüyor ve böylece bu hareketin bir parçası olarak hareketin gelişimine katkıda bulunuyor.

İkincisi, benim deneyimlerime göre, şirket sponsorlarına yalnızca isyancı saldırılar yapıldığı zaman, onlardan ana akım medyada bahsedildi. Bunların çoğu Ottawa ve özellikle de Montreal’de oldu. Etkililik açısından, Hudson’ın Bay Company ve Royal Bank’ın doğrudan Olimpiyat endüstrisinde bahsedildiği ve yer aldığını gördüğüm zamanlar, en çok darbe aldıkları zamandı.

Ayrıca, kara blok taktiklerinin aslında daha ana akım taktiklerin gerçekleşmesi için alan açmaya yardımcı olduğunu ve bunun yeterince vurgulayamadığım bir şey olduğunu savunuyorum. Anma yürüyüşünün başarısı ve çadır kentin başarısının, en azından kısmen, 13 Şubat Cumartesi günü nedeniyle olduğunu iddia ediyorum. Bunun nedeni, kolluk kuvvetlerinin iyi protestocu/ kötü protestocu bölünmesi yaratmaları yüzünden, çadır kentten büyük ölçüde uzak kalmalarıdır. Çadır köyünün olumlu bir intiba yaratmasının bir sebebi de ana akım medyanın, bunun savunulması ve desteklenmesi gereken barışçıl bir çadır köyü olduğunu yaymasıdır. Bu yüzden, kara blok taktikleri kesinlikle daha geniş bir hareket inşa etmeye yardımcı olur ve kesinlikle diğer bazı taktiklerin yer alması için bir alan oluşturmaya yardım eder ve bunların izole edilmesine sebep olmaz.

Bunun ötesinde, kitlesel bir hareket inşa etmenin her zaman bir taktiğin başarısının göstergesi olduğunu düşünmüyorum. Öyle olsaydı, Yerli ablukaları gerçekleşmeyecekti, çünkü her Kanadalıyı Kanada milliyetçiliğini kınamak için beklemek zorunda kalacaktık. Doğrudan eylem gerçekleşir çünkü buna ihtiyaç vardır. Doğrudan eylem gerçekleşiyor çünkü insanlar mücadele ediyor ve devrimin gerçekleşmesi için milyonlarca insanın yanımızda durmasını beklemiyoruz.

7. BARIŞÇIL PROTESTOCULARI BALTALAMAK

İnsanların değindiği bir diğer nokta bazen blok taktiklerinin diğer taktikleri baltalaması.
Bunun adil bir argüman olduğunu düşünüyorum ve taktiklerin ayrılmasının sıklıkla gerekli olduğunu düşünüyorum. Bu topluluk eylemliliği konusunda belirgin olan ve gerçekleşen şey kara bloğun bütün bir araya geliş eylemliliği organizatörleriyle iletişim halinde olduğu.

12 Şubat, kapsayıcı ve aile dostu bir eylem olarak adlandırıldı ve orada kara blok mevcuttu. 12 Şubat’ta en ön çizgide, Yerli yaşlılar ve arkalarında iki kortej vardı, “Hiçkimse Yasadışı Değil” ve “Kanada Yasadışı” . Yanındaki kortej ise kara blok oldu. Tüm bunlar 2010 Karşılama Komitesi ile istişare edilmişti.

Unutmayalım ki, kara blok üyeleri 14 Şubat’taki Kadınları Anma yürüyüşünde de vardı. Birçok insan, Kayıp ve Öldürülen Kadınları Anma Yürüyüşünü, yürüyüşe sızan kara bloktan endişelendiğini söylemek için stratejik olarak kullandı. Ben anma yürüyüşünün organizatörüyüm. Kayıp ve katledilen kadınlara saygısızlık olmaması için maske takmamak da dahil olmak üzere, anı yürüyüşünün protokolünü herkesin bildiğinden ve hiçbir sorun yaşamadan anmanın onurlandırıldığından emin olduk.

Kara blok Çadır Kentte mevcuttu, ve hafta boyunca bütün eylemlere katıldı. Bu nedenle Kalp Krizi gösterisinin düşünceliliği açısından, diğer eylem günlerine saygı duymak için yapılmış çok sayıda konuşma ve birçok taahhüt olduğunu yinelemek istiyorum.

8. DİĞERLERİNİ RİSKE ATMAK

13 Şubat, açıkça bir taktik çeşitliliği olarak adlandırıldı. 13’ünde yürüyen herhangi biri gibi maske takmadığım için , tehlikede olduğumu hissetmedim. Başkaları için konuşamam, ama kendim için konuşabilirim. Orada olduğum için mutluydum ve kara bloğun yaptığı işleri görmekten memnun oldum.

Ne bekleyeceğini bilmeyenler için, önceden bilgi almak isteyenlere, bazıları kamuya açıklanmış çeşitli konuşmacı konseyleri vardı. Gösteride, bölgelerin yeşilden kırmızıya doğru yükselmesi oldu ve hiçbir noktada kara bloğun diğer bölgelerin örtüsü altına gizlenmeye çalıştığını görmedim. Ve bunu yinelemenin önemli olduğunu düşünüyorum çünkü 13 Şubat’ta yeşil ve turuncu bölgeden tutuklananlar kara bloğu kınamadılar, peki neden diğer insanlar bunu yapıyor?

Kara bloğun polis devletini güçlendirdiği ve meşrulaştırdığı fikri de var. Eğer bu argüman kullanılacaksa o zaman sokaklara hiç çıkmayalım . Bu tür bir tartışma sahtedir, çünkü bu sayede polis devleti kendini haklı çıkartır. Müttefiklerimizi, polis vahşiliğindeki artış ve Vancouver Entegre Güvenlik Birimi’nden gelen ziyaretlerden sorumlu tutamayız.

9. MEDYA İFTİRALARI

Bu gerçekten açık olmalıdır – medya ve kanun uygulayıcıları tartışma şartlarımızı dikte edemez. Şu an medyada kınandığımız için, güvenilirliğimizi yitirdiğimize dair bir fikir var. Bana kalırsa, medya asla bizim tarafımızda değildi! Medya, protestolarımızın başarısının göstergesi değildir. Şirket medyası ve polisin, iftiralarını ve kınamalarını çoğaltmasına tarafımızca izin veremeyiz. Bunun yanında, yoldaşlarımızı şiddet yanlısı olarak kınamamak konusunda çok net olmalıyız. Medyanın, Hudson’s Bay Company’de neden mülkiyet imhası olduğunu algılayamaması, kara bloğun hatası değildir. Medya, insanların Olimpiyatları neden protesto ettiklerini yedi yıldır idrak edemedi.

10. DAYANIŞMA

Dayanışma sansür ile eş değildir. Bana kalırsa, kara blok taktiklerini uygulayan ya da onları destekleyen kişilerin, müttefiklerimizden kendilerini sansürlemelerini istediklerini sanmıyorum. İstediğim şey, insanların “aptal kara blok” ve “taktik çeşitliliğine sıçayım” gibi facebook yorumlarına sahip olmaması. Müttefiklerimiz arasındaki iletişimi vurgulayabiliriz. İnsanları kamusal olarak kınamayalım. İnsanları belirsiz genellemelerle kınamayalım. Diyalog konusunda bir taahhüt verelim. Bunu şahsen yapmak taahhüdümüz olsun.

[Harsha Walia // 2010 // çeviri : Reşo – Mulungu Kitap Kolektifi & redaksiyon : Kali – Freezone’s]